bakım,güzellik için, maske,saç,saç bakım,lazerepilasyon,moda,stil,tarz,botox,selilüt,cilt,ciltbakım,yaglı cilt,kurucilt,makyaj,akne,ciltsaglıgı,yağlı cilt

 

24 Ağustos 2007 Cuma

Yetişkinlik Aknesi

Canavar sivilceler bir anda, hem de mümkün olabilecek en berbat ve uygunsuz zamanlarda ortaya çıkıyor. Bu, yetişkin kadınlar için tam bir sürpriz (özellikle de büyüme çağında hiç akne problemiyle karşılaşmamış olanlar için)
Araştırmalar, yaşları 25 ile 49 arasında değişen kadınların yüzde yetmişinin akne sorunuyla karşılaştığını gösteriyor. Bu durumda yapılabilecek en iyi şey - ne kadar baştan çıkarıcı olursa olsun - ona hiç dokunmamak veya kurutucu ürünler kullanmamak. Çünkü 20'li yaşları geçtikten sonra, kadınlar sivilcelerle savaşmak için çok daha yumuşak ürünlere ihtiyaç duyuyor. Sorunlu bölgeye sivilce kremi sürmek yerine, yüzünüzü günde iki defa yüzde beş şahsilik asit içeren bir temizleyiciyle yıkamaya başlayın.Böylece gözeneklerin açılmasını ve kızarıklığın azalmasını sağlarsınız.
Yıkadıktan sonra, cildinizin kuruması için yaklaşık beş dakika bekleyin. Ardından, sivilceye neden olan bakteriyi öldürmek için, sabah ve akşam birer defa yüzde iki şahsilik asit veya yüzde 7-10 benzol peroksid içeren tedavi edici bir krem sürün (antibakteriyel bir losyon, sülfür içeren bir losyon ya da maske de kullanabilirsiniz). Bu ürünleri asla günde iki defadan fazla uygulamayın. Yoksa sivilcenin üstünün kabuk tutmasına, iyileşme sürecinin yavaşlamasına ve haftalar boyunca geçmeyen bir kızarıklığa neden olursunuz. En önemli konuya gelirsek; dermatologlar, sivilcenizi kesinlikle sıkmamanız ve hatta ellememeniz gerektiğini söylüyorlar. Dermatolog Dr. Ayşegül Saltat, "Yetişkin sivilcesi, cilt yüzeyinden çok aşağılarda oluşur ve hemen hemen hiçbir zaman uç vermez. Bu yüzden, sıkmak daha fazla şişmesine neden olur," diyor. Stanford Üniversitesi'nden Prof. Dr. Katie Rodan ise bu bölgeye birkaç gün boyunca retinol sürmemek gerektiğini belirtiyor - yani eğer normal cilt bakım rutininizde retinol içeren kremler varsa, birkaç gün mola vermelisiniz. "Bu kremlerin direkt olarak akneye temas etmesi kızarıklığı artırır."

GÖZ ALTI TORBALARI

Uykusuzluk, iş yerindeki bütün veriminizi düşürmekle kalmaz, aynı zamanda kanınızdaki kortizol oranının yükselmesine ve cildinizin su tutmasına neden olur. özellikle geç yattığınız gecelerde, yatağa girmeden önce koca bir bardak su için. Bu, vücudunuzdaki tuz oranını ve dolayısıyla şişkinliği azaltacaktır. Başınızın yüksekte olmasını sağlayacak kalın bir yastık kullanın ki, sıvılann göz altında birikmesini engelleyin. Tüm bunlara rağmen, sabah kalktığınızda yine göz altlarınızda şişlik hissederseniz, poşet çayları sıcak suya koyup, buzlukta soğutun. Siyah çay, şişkinliğin azalmasını sağlayan bir madde içerir. Son olarak, kafein - su toplaması ile savaşır - içeren bir göz kremi kullanın.


Alıntı:www.guzelrehber.com

CANSIZ VE DONUK CİLT

Işıltı çok sübjektif bir kavram. Sonuçta cildinizin ne kadar ışıldadığını ölçecek bir 'ışıldak-metre' yok. Ama bu herkesin onun peşinde koşmasını engellemiyor. Dermatologlar, cildin kutsal kitabı için son derece önemli olan ve her gün mutlaka uygulamanız gereken iki kural olduğunu söylüyor. Bunlardan ilki, minimum SPF 15 koruma faktörlü bir güneşten koruyucu kullanmak. Bir parça güneşlenmek cildin sağlıklı görünmesini sağlasa da, güneş ışınları uzun vadede cildin cansızlaşmasının başlıca nedeni, ikinci kural, cildi ölü hücrelerden arındırmak. Retinol, glikolik asit gibi kimyasallar ve granül parçacıklar içeren mekanik eksfoliantlar kullanabilirsiniz. Cildi ölü tabakasından arındırmak bir miktar iritasyona neden olsa da, sonuçta daha canlı ve sağlıklı bir görüntü elde edersiniz.


Alıntı:www.guzelrehber.com

TIKANMIŞ GÖZENEKLER

ilk gençlik yıllarıyla özdeşleştirilen siyah noktalar, maalesef 25-34 yaş arasındaki kadınların yüzde 41'ini etkiyen bir problem. Bilmeniz gereken ilk şey, onların temizlenmesi gereken basit kirlerden ibaret olmadığıdır. Siyah noktalar, ciltteki yağ tarafından üretilen maddelerin okside olmuş halidir - aynı gümüşün havayla temas ettiğinde kararması gibi. öncelikle gözeneklerin tıkanmasını engellemelisiniz. Wexler, "Bazı nemlendiriciler, pomatlar ve fondötenler, yağ içerdikleri için siyah nokta sorununu artırabilirler," diyor. Yüzünüzü, günde iki defa köpüklü bir temizleyiciyle yıkayın. Böylece cildin fazla yağ üretmesini engellersiniz. Kurutucu etkisi olduğundan ve yağ üretimini tetiklediği için tonik kullanmayın. Gece yatmadan önce gözeneklerin tıkanmasını önleyecek bir akne ilacı sürün - en etkilileri salisilik asit içerenlerdir. Varolan gözeneklerin açılmasına yardımcı olurken, yenilerin oluşumunu engellerler. Eğer istediğiniz sonuçlan elde edemiyorsanız ve cildinizde iritasyon oluşmamışsa, tedaviyi sabah ve akşam olmak üzere günde iki defaya çıkarabilirsiniz.


Alıntı:www.guzelrehber.com

GÜNEŞTEN ZARAR GÖRMÜŞ CİLT

Yanaklardaki birkaç küçük çil sevimli görünebilir. Ama yüzünüzün orasına burasına, hatta her yerine yayılmış yaşlılık lekeleri, yaşadığınız özensiz hayatın ve güneşin altında geçirdiğiniz sorumsuz saatlerin bir göstergesi gibidir. Bu kahverengi lekeler, yaş, hormonlar ve güneş ısınlarının tetiklemesi sonucu, cildin fazla miktarda me-lanin üretmesi nedeniyle oluşur. Neyse ki zamanı pahalı lazer tedavilerine başvurmadan geri döndürmek mümkün (en azından kısmen).
Kahverengi lekelerin görünümünü, beyazlatıcı etkisi olan hydro-quinone veya kojik asit gibi aktif maddeler içeren bir serum veya kremle hafifletebilirsiniz. Fakat ürünü bütün cilde kalın bir katman halinde uygulamanız çok önemli; sadece lekelerin üzerine sürerseniz durum daha da kötüleşebilir. Lekelerin çevresinde oluşabilecek beyaz hare, en az hiper pigmentasyon kadar rahatsız edicidir.Alfa hidroksi asitler de üst katmanlardaki deriyi soyarak kahverengi lekelerin hafiflemesine yardımcı olur. Pigmentasyon lekelerini kontrol altında tutmak kolay olmasa da, imkansız değildir. Bunun için düzenli olarak leke açıcı bir ürün ve minimum SPF 20 faktörlü bir güneşten koruyucu kullanmalısınız.



Alıntı:www.guzelrehber.com

GENİŞ GÖZENEKLER

Aynaya baktığınızda, cildinizdeki deliklerde minyatür golf oynanabileceğini hayal ediyorsanız, yalnız değilsiniz. Bir araştırmaya göre, kadınların yüzdel8'i genişlemiş gözeneklerden muzdarip ve yüzde 10'u bunu önemli bir cilt problemi olarak görüyor. Gözeneklerinizin boyutları DNA'nızda yazılı olduğuna göre, yapmanız gereken ilk iş onları küçülteceklerini iddia eden spa sahiplerini dinlememek olmalı, iyi haber şu ki, gözeneklerinizi basit önlemlerle kontrol altında tutabilirsiniz. Keratin ve gözenekleri tıkayan yağ, ciltte birikerek siyah noktalara neden olabilir. Bu yüzden, yapabileceğiniz en etkili şey gözeneklerinizi ve dolayısıyla cildinizi mümkün olduğunca temiz tutmaktır - aslında akneli cildi kontrol altında tutmak için uygulamanız gereken bakım rutiniyle hemen hemen aynı. Şahsilik asit, retinol, alfa hidroksi asitler gibi cildi ölü hücrelerden arındıran maddeler, gözeneklerin görünümünü hafifletir.Kamuflaj için genişlemiş gözenekleri önce yukarıda saydığımız aktif maddelerden birini içeren bir nemlendiriciyle doldurun, sonra da fondöten sürün. Böylece, gün içinde fondöteniniz çıktığında, içleri pigmentlerle dolu minik havuzlarla baş başa kalmazsınız.


Alıntı:www.guzelrehber.com

YAĞLI CİLT

Kadınların en önemli cilt problemlerinden biri de T bölgelerinin, yüzlerinin diğer bölgelerine göre daha fazla yağ üretmesidir. Eğer fazla yağı çok güçlü eksfoliantlarla yok etmeyi düşünüyorsanız, bunun pek akıllıca olmadığını belirtelim. Cildiniz buna iki şekilde tepki verir ki, her ikisi de istenilen durumlar değildir; Ya isyan ederek yağ üretimini artıracaktır ya da Ağustos ayında susuz kalmış toprak gibi kuruyup çölleşecektir. Bu yüzden, T bölgesi savaşının çok daha akıllıca planlanması gerekiyor. İşe cildinizi günde iki defa yumuşak ve sabun içermeyen bir temizleyici ürünle yıkayarak başlayın. Ve ne kadar baştan çıkarıcı olursa olsun, kesinlikle alkol içeren bir tonik kullanmayın. Birçok insan, yüzlerinde yarattığı ferahlatıcı hisse aldanarak, bu toniklerin yağlanmayı azalttığını düşünür. Ama alkol içeren ürünlerin kurutucu etkisi vardır.Haftada birkaç defa, yüzde beşten daha düşük oranlarda benzol peroksid veya sülfür içeren kurutucu bir losyon veya maske uygulayın. Kozmetik ürünlerinizi dikkatlice inceleyin ve aralarında yağ içerenler varsa, onlardan hemen kurtulun. Yağlı bir ciltle savaşmanın en iyi yolu, allıktan fondötene kadar tüm makyaj ürünlerinde yağ içermeyen formülleri tercih etmektir. Aslında bu ayıklamayı yapmak son derece basit; kullandığınız kozmetik ürünün üstünde 'oil free' yazmıyorsa, içinde yağ var demektir.




Alıntı:http://www.guzelrehber.com/

Kızarıklık

Ciltteki kızarıklıkların ve düzensiz cilt renginin birçok nedeni olabilir. Esas önemli olan, sorunun neden kaynaklandığını bulmaktır. Eğer retinol ve glikolik asit içeren anti-aging kremleri kullanıyor ve sorunun bu aktif maddelerden kaynaklandığından şüpheleniyorsanız, bir süre normal bir nemlendirici kullanın. Yüzünüzdeki parça parça kızarıklıklar bu süre içinde geçerse, cildinizi tahriş eden şeyi buldunuz demektir. Mutlaka anti-aging etkili bir ürün kullanmanız gerekiyorsa, C vitamini ve üzüm çekirdeği özü içeren ürünleri tercih edin. Bunlar hem etkili, hem de retinol ve glikolik asite oranla daha yumuşak maddelerdir. Eğer kızarıklıklar ağda veya kimyasal peeling yüzünden oluşuyorsa, reçetesiz satılan ve düşük konsantrasyonlarda kortizon içeren kremlerle durumu hafifletebilirsiniz (ama sadece cildinizin çatlamış bölümlerine uygulamalısınız). Dermatologunuzdan, bilhassa kimyasal peeling sonrası uygulanmak üzere tasarlanmış antioksidanlar ve buğday özü içeren kremler önermesini isteyebilirsiniz. Kızarıklıklar, kılcal damarların cilt yüzeyine yakın olmasından da kaynaklanabilir. Ve baharatlı yiyecekler, soğuk hava, güneş, alkol gibi etkenler, damarların genişlemesine neden olarak bu durumu tetikleyebilir. Kesin çözüm istiyorsanız, birkaç seanslık lazer tedavisi ile bu damarlardan tamamen kurtulabilirsiniz.

Alıntı:http://www.guzelrehber.com/

5 Ağustos 2007 Pazar

BOTOX ve DOLGU

Botox Özellikle boyun, alın ve yüzün üst bölgelerindeki kırışıklık oluşumlarının geçici olarak durdurulmasına yönelik enjeksiyon işlemidir. Ayrıca botox, ter bezlerine uygulandığında, ter bezlerinin çalışmasını azalttığı için koltuk altı, el avuç içi ve ayak gibi aşırı terleyen bölgelere de uygulanabilir.

Dolgu

Yüzdeki kırışıklıklar ve çizgileri doldurma, burun kenarı çizgisi, yanak çökmeleri, dudak dolgunlaştırmaya yönelik enjeksiyonla yapılan doldurma işlemidir.

2 Ağustos 2007 Perşembe

SAÇ BAKIMI

Çoğu kişi saçlarının ince,kalın ya da normal olup olmadığını anlayabilir. Genellikle insanların saç derisi yağlı ve saçların uç kısımları saç derisine göre daha kurudur. Bu nedenle saç derisini esas alarak saç derisinin türüne göre bir şampuan kullanmak ve daha kuru olan saç uçları için de uygun bir saç kremi seçmek gerekir. Bazı yanılgılardan dolayı insanlar kendi saç tiplerini belirleyemiyorlar. Örneğin saçını haftada bir yıkayan kişiye saç tipini sorduğumuz zaman yağlı diyor. Saçınızı haftada bir yıkarsanız,elbette yağlanır. Oysa bir saçın yağlı tipine girmesi için sabah yıkanıp, akşama doğru yağlı görünmesi gerekir.
KÖPÜREN ŞAMPUAN MI FAZLA KÖPÜK YAPAMAYAN ŞAMPUAN MI TERCİH EDİLMELİ?
Şampuanın köpürme miktarı içinde kullanılan köpürtücü maddelere ve kullanılan suyun sıcaklığına bağlıdır. Ayrıca saç ne kadar kirliyse, şampuan o kadar az köpürür. Su ne kadar sert ve kireçliyse, o kadar fazla şampuan kullanmak gerekir. Köpürme, şampuanın çok fazla temizlediği anlamına gelmez. Ayrıca şampuan işlemini uyguladıktan sonra saçın çok iyi durulanması gerekir. Krem işlemini uygularken, kullandığımız saç kremi herhangi bir bakım özelliği taşımıyorsa saç derisine temas etmeyecek şekilde sadece uç kısımlara uygulanabilir.
SAÇLARI SÜREKLİ TOPLAMAK SAÇA NE GİBİ ZARARLAR VEREBİLİR?
Bayanlar saçlarını neden toplarlar biliyor musunuz…çünkü artık saçın yıkanma zamanı gelmiştir. Bu durum saça çok zarar verir. Özellikle sıkı tokalarla toplamak, saç teli hücrelerinin sıkışmasına yol açar ve saçlar kırılır. Hanımlar saçlarını çok gergin bir şekilde topluyorsa belli bir zaman sonra alında ve şakaklarda saç dökülmesi sorunuyla karşılaşabiliyorlar. Saçları genelde toplamak yerine, açık bırakarak saç telleri hücreleri ve deri hücrelerinin hava almasını sağlamak gerekir.
TARAK VE SAÇ FIRÇASI SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Herhangi bir saç fırçası veya tarağa baktığımız zaman kılların arasında ek yerleri olduğunu görürüz. Bu ek yerleri saç tellerinin zarar görmesine neden olur. Ayrıca bazı saç fırçalarının kıllarındaki veya tarakların dişlerindeki pürüzler uzun süreli kullanımla kaybolur. Ancak bu arada saça oldukça zarar verir. Bu nedenle tek parçadan imal edilmiş taraklar tercih edilmelidir. Saç fırçası alırken kıllarını inceleyin. Kılların üzerinde hiçbir pürüz olmamasına dikkat edin. Tarakların dişleri de mümkün olduğunca geniş olmalıdır. Saçınızı tararken nemli veya ıslak olmamasına dikkat edin. Saç kuruyken taranırsa saç kırılır ve zaman içinde kurumasına neden olur.

LAZER

Lazer (laser)nedir?
"Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation" ın baş harflerinden oluşan İngilizce LASER kelimesinin Türkçe kullanımı “lazer”dir. Lazerler bir yönde ilerleyen ve enerji içeren yoğun bir ışık üretir. Lazer ışığı renkli olduğu gibi renksiz olup görülmeyebilir. Görünürlük dalga boyu ile ilgilidir. Dalga boyu ve gücü lazerlerin tıp da kullanım alanlarını belirler. Günümüzde yaygın olarak farklı tipte ve dalga boyunda lazerler tıpta değişik amaçlarla kullanılmaktadır.

Epilasyon Uygulamalarında kullanılan Lazerler:
Epilasyon amaçlı kullanılan lazerler alexandrite, ruby, diod, nd:yag olarak sayılabilir. Bu lazerlerin isimleri yaydıkları enerjinin dalga boylarına göredir.

EPİLASYON ÇEŞİTLERİ:

Lazer Epilasyon: Lazer teknolojisi ışığın kontrollü olarak yoğunlaştırılması, güçlendirilmesi ve hedef seçerek ısı enerjisine dönüştürülmesidir. Işık, farklı dalga boylarına sahiptir. Epilasyonda kullanılan dalga boyu kılın kalınlığına, rengine, kılın vücutta yer aldığı anatomik bölgeye, ten renginin açık veya koyu olmasına göre tercih edilir. Genellikle kısa dalga boyu açık ten rengine tercih edilirken, koyu renk tende ve bronzlaşmış tende leke riskini ortadan kaldırmak için uzun dalga boy tercih edilir. Tedavinin başarısı hekimlerin deneyimlerine bağlı olduğu kadar alet seçeneklerinin çok olmasıyla da doğru orantılıdır.
Photo Epilasyon: Lazer gibi ışığın melanin pigmentini hedeflemesi üzerine kurulmuştur. Ancak buradaki işlem ışığın güçlendirilmesi değil filtreler vasıtası ile yönlendirilmesidir. Amerikan ekolü epilasyonda etkinliği nedeniyle lazeri tercih ederken, Avrupa ekolü ekonomikliği nedeniyle photo epilasyonu tercih etmektedir.
Koter Epilasyon (İğneli epilasyon) yöntemi ise her bir kıl kökünün tek tek hedeflenmesi nedeniyle uzun süren, acılı ve yorucu bir işlemdir.

Lazer Epilasyon :
Laser epilasyonu diğer epilasyon yöntemlerinden ayıran en bilinir avantaj, istenmeyen tüylerin üzerinde %80-90 başarılı kalıcı çözümdür. Lazer ışını, tek yönde ilerleyen yoğunlaştırılmış enerjidir. Epilasyon sırasında lazer enerjisi kıl köküne ulaşana kadar cildi geçer. Lazer, kıl kökünde yüksek ısı etkisi yaparak kökün yok olmasını sağlar. Koyu renkli ve kalın tüyler ısıyı daha iyi tuttukları için lazer ile tedavileri daha başarılıdır. Tüy rengi cilt renginden koyu olanlar en kısa sürede en az yan etki ile sonuca ulaşabilirler. .Mükemmel sonuçlar beyaz tenli ve koyu renkte kıla sahip kişilerde alınır fakat cildin ve kılın rengine bağlı olarak gerekli doz ve süre ayarlamaları yapılarak aynı sonuçlar elde edilmektedir. Yine de renksiz kıla ve siyah tenli kişilere lazer epilasyon uygulanmamaktadır. Lazer epilasyon 12 yaşından itibaren koyu renkte kıla sahip herkese uygulanabilir.

LAZER EPİLASYON








Lazer Epilasyon
Çok eski çağlardan beri istenmeyen kıllardan kurtulmak için insanoğlu değişik yöntemler denemiştir. Rasgele seçilmiş sağlıklı genç beyaz kadınların %4 ü yüzdeki kıllardan şikayet etmektir. Ten renginin ve yaşın artması ile birlikte bu oranda artmaktadır. Kadınlarda hormonların fazla salgılanması hormon üreten bazı tümörler yada dışarıdan uygulanan hormon tedavileri hirsutizm denen erkeğe benzer kıllanmalara sebep olmaktadır. Ancak aşırı kıllanma yada istenmeyen yerlerde kılların çıkması yalnızca kadınları değil aynı zamanda erkekleri de rahatsız eden bir sorundur. Erkeklerde özellikle sırt omuzlar ve kulaklar, kadınlarda ise yüz, göğüsler,bacaklar ve alt karın en sık problem olan bölgelerdir.
Kılların traş edilmesi, cımbız, kimyasal maddeler ve ağda gibi yöntemler geçici çözümler sağlamaktadır. Bugün teknolojik gelişimlerle beraber ortaya çıkan yöntemler de çeşitlenmiştir. Örneğin çok değişik kremler mevcuttur Ancak, sonradan keşfedilen ‘‘kıl dökücü’’ etkisi için kullanılmaktadır. Özellikle postmeapozal dönemdeki bayanlar kullanmaktadır. Bu kadınların %58 'i yüz bölgesi için kullanmaktadır. Kalıcı etki göstermez ama lazer tedavisi ile birlikte kullanılabilir. Geleneksel olarak uzun süreli tek kıl dökme yolu, elektrolizdir; hasta için daha sıkıntılı bu işlem zaman alıcı ve küçük bölgeler ile sınırlıdır çünkü her bir kıla işlem tek tek uygulanır.
Günümüzde daha geniş bölgelere uygulamanın yapılabildiği daha hızlı ve daha az acı verici bir lazerin kullanılması yoluyla kıllar, vücuttan temizlenebilmektedir.Bu tür bir lazer ilk kez 1963 de tanımlanmıştır 1983 de Oshiro ve Maruyama benlerin ruby laserle tedavisi sonrası ciltte hasarla birlikte bu bölgede kıl kaybı olduğunu bildirilmiştir. Aynı yıl Anderson ve Parrish deriye zarar vermeden kıl köküne duyarlı lazer teorisini geliştirdiler.Epilasyonda FDA onayı ile ilk kez Q anahtarlı Nd:YAG lazerler kullanılmıştır.Ancak bu metodla kıllar üç ay sonra tekrar çıkmaktaydı kalıcı bir etki sağlayamamıştı. 1966 da Anderson ve Parrish in teorisi Grossman ve arkadaşları tarafından normal mode bir ruby lazerle denendi. 1998 de Dierickx ve arkadaşları bu lazerle yapılan iki yıllık tedavi sonuçlarını yayınladılar. Epilasyonda kullanılan lazer ışığının dalga boyları 694 – 800nm arasında değişmektedir. Dalga boylarına gore lazerler Ruby, Alexandrite, Nd YAG gibi isimler alırlar. Alexandrite lazerlerde 755 nm. Dalga boyunda ışık kullanılır. Bugün lazer adı altında birçok farklı uygulama mevcuttur. Epilasyon amacı ile kullanılan lazerlerde cilt ve kıl rengi değerlendirilmektedir. Kısa dalga boyları melanin tarafından daha iyi emilir,bu nedenle koyu tenlilerde kıl köküne ulaşabilecek kadar derine inemezler. Siyah saç ve açık ciltli hastalarda bu lazer daha etkilidir Esmerlerde kızarıklık ve su kabarcıkları gibi yan etkilere neden olabilir.
Ticari kaygılarla kılların %100 temizlendiği ve asla geri çıkmadığını söylemek kesinlikle doğru değildir. Bazı insanlarda lazer epilasyonun etkisi çok az olabilirken bir çoğunda tatmin edici çok iyi sonuçlar alınabilmektedir.
Long Pulsed Alexandrite Lazer (755 nm):Alexandrite lazer de Ruby lazer gibi kısa dalga boylu dolayısıyla melanine duyarlılığı fazla olan bir lazer tipidir. İdeal cilt tipi acık ten koyu renk kıldır. Esmer tenlerde kullanımı kısıtlıdır, bu cilt profilinde yan etki riski ruby lazerden daha az olmakla birlikte yine de alexandrite lazerin koyu tenlilerde kullanımı önerilmemektedir.
Nd: Yag Lazer (1320 nm) :İki formu vardır Long pulsed ve Q-switched ,Yara izleri, akne izleri, kırışıklarda ve damar lezyonlarında kullanılabilen. Daha koyu renkli ciltlerde epilasyon amacı ile de kullanılan bu lazer de deriye lazer enerjisini gönderirken en dış tabakayı koruyan özel soğutucu ünitesi mevcuttur, deride kollagen miktarını ve dolaşımı arttırarak derinin genç görünüm almasını sağlayan yüz gençleştirici tedaviler arasında yer almaktadır. Bu lazer sisteminin melanine hassasiyeti çok azdır,
Q-switched Nd: YAG Lazer :Ağrısız hızlı ve yan etkisi olmayan koyu tenli kişilerde epilasyon ve cilt lekelerinin ve dövme mürekkebinin temizlenmesi amacı ile kullanılır.
Diode Lazer :(800 nm) Yeni bir teknoloji olması dolayısıyla henüz yeterli yayın yoktur. Diode lazer uygulamalarında, bu dalga boyunun melanine bağlanma kapasitesinin daha az olması nedeniyle derinin üst tabakalarını rahatlıkla geçip kıl köküne daha kolay ulaşarak sadece kıl gövdesini değil kıl kökünü de tahrip ettiği düşünülmekte. Bu lazerle tip 3 (buğday ten) ve daha koyu tenlilerde kalıcı epilasyon sağlama şansı daha yüksektir. Hipopigmentasyon( beyaz beneklenme) ve hiperpigmentasyon( koyu beneklenme),yanık, su toplama gibi yan etkiler daha az olarak görülebilmektedir
Ruby Lazer : Q-Switched, Normal ve long pulsed formları vardır.Normal ve long pulsed olanları epilasyonda kullanılır.Ruby lazerde kullanılan lazer enerjisi kısa dalgaboylu olduğundan melanine yüksek bağlanma özelliği gösterir bu nedenle esmer ve koyu tenlilerde etkinliği zayıf, yan etkileri fazladır.Long Pulsed model etkinlik ve yan etkiler açısından daha güvenli bir model olduğundan kullanılması önerilen modeldir. Kıl folikülleri tamamen yok olmaz, ancak daha kısa zayıf ve acık renkli kıl üretirler
Q-switched Ruby Lazer 694 nm Derideki pigment ve melanin dokusunda yoğunlaşan bir lazer olduğu için özellikle dövme çıkartmak için kullanılabilir.Bunun dışında solar lentigolar bununla tedavi edilebilir.
Intense Pulsed Light (IPL) Gerçek bir lazer değildir. Birçok dalga boyu birden yayılır. Filtre kullanılarak istenen dalga boyuna ayarlanır (600-1100nm).Yanlızca pigmente ,damarsal lezyonlarda ve epilasyonda kullanılır. Bu sistem daha çok facial rejuvenation (yüz gençleştirme) sistemi olarak kullanılmaktadır. Derideki bazı lekelerin tedavisinde de kullanılmaktadır. Tedavi sonrası, lekeler 10-14 günde kaybolur. Lezyonlar diğer lazerlere oranla on kat daha hızlı tedavi edilir Epilasyon için tüm deri ve kıl tiplerinde kullanılabildiği söylenmekle birlikte de kullanımı fazla ayrıntılı ve zor olan bu lazer açık renk ciltler dışında deride sık olarak hassasiyet ve yanıklara neden olabilmektedir.
Lazer peeling, resurfacing (CO2 Lazer - Erbium YAG Lazer - Fraxel™ lazer)
Lazer peeling karbondioksit (CO2) lazerle hasarlı veya kırışık deri tabakası soyulur. Çoğunlukla ağız ve göz çevresinde kırışıklıkların azaltılması amacı ile uygulanır. Ancak yüzdeki iz ve lekelerin tedavisinde de başarılıdır. Lazerle peeling tüm yüze veya yalnızca belli bölgeye uygulanabilir. Bu yöntemin cerrahi metotlara göre daha az kanama, kızarıklık ve işlem sonrası rahatsızlığa neden olduğu bildirilmektedir. Fakat lazer peeling herkese uygun değildir. Bazen, dermabrazyon veya kimyasal soyma gibi diğer resurfacing tedavilerini kullanmak daha iyi olabilir. Temelde tüm soyma tedavilerinin prensibi aynıdır. Önce derinin dış tabakası soyulur. İyileşirken yeni hücreler oluşur ve daha pürüzsüz, sıkı ve genç bir deri yüzeyine kavuşulur. Çalışmalar sonucunda lazerle tedavi edilen deride oluşan değişikliklerin klasik dermabrazyon ve peeling ile aynı olduğu gösterilmiştir. Yüzeysel veya orta derinlikte peeling için lazer epidermise ve papiller dermise sınırlandırılmalıdır. Daha derin resurfacing için retiküler dermisin üst tabakaları da uzaklaştırılabilir. Değişik derinlikler, doğru noktaların ve kırışıklıkların tedavisini sağlayacaktır.
Koyu tenli hastalarda pigmentasyon değişiklikleri riski daha fazladır. Son bir bir buçuk yıl içinde Roaccutane® almış veya anormal yara izi (keloid benzeri) gösterebilen ya da tedavi bölgesinde deri enfeksiyonu olanlar bu tedavi için uygun değildir. Güneşten korunmak ve hafif kimyasal peeling veya özel yüz kremleri gibi idame tedavisi elde ettiğiniz sonuçları korumamızı sağlar.
Daha derin izler ve kırışıklarda CO2 Lazer ile sonuç alınırken , orta dereceli izler ve kırışıklarda Erbium YAG Lazer kullanılabilir . Fraxel™ lazer ise daha yeni bir yöntemdir lazer ışınları parçalı olarak kullanılarak ciltte minik yaralar oluşturulmakta ve bunların kollajen ile iyileşmesi sağlanmaktadır. İşlem sonunda kişinin cildinin normale dönmesi için özel bir zamana gerek kalmamaktadır.
Yanıklar veya deride belirgin lekelenmeler, lazer peeling ile ilişkili risklerdir. Lazer peeling aynı zamanda uçuk enfeksiyonlarını ve nadiren diğer tip enfeksiyonları alevlendirebilir.
CB Erbium/2.94 Lazer Deri düzleştirilmesi ve kırışıklık tedavisinde yan etkisi CO2 lazerlerden daha azdır ve kullanım kolaylığı ile öne çıkar. Ağrısı çok daha azdır iyileşme çok daha çabuktur. XTRAC Excimer Lazer Son dönemlerde psoriasis (sedef hast) tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Belli bölgelere yüksek yoğunlukta UVB tedavisi uygulanmasını sağlayarak, normal deriyi koruyan hızlı ve etkili bir tedavi sunan bir lazerdir. FDA tarafından beyaz vitiligo plaklarının tedavisinde de önerilmiştir. Flashlamp Pulsed-Dye Lazer's :Soğutucu ünitesi ile lokal anestezik gerektirmez ve yanık morarma lekelenme gibi yan etkileri önler.Özellikle kan damarları tarafından emilen bir lazer çeşidi olduğu için deri altındaki damar lezyonlarına bağlı oluşan lekelerin tedavisinde kullanılır. V-Beam Lazer : Deri üzerinde lekeler oluşturan damar lezyonlarının tedavisinde kullanılan yeni sistem bir lazerdir
©2007 Elke di Barros Por Templates e Acessorios