bakım,güzellik için, maske,saç,saç bakım,lazerepilasyon,moda,stil,tarz,botox,selilüt,cilt,ciltbakım,yaglı cilt,kurucilt,makyaj,akne,ciltsaglıgı,yağlı cilt

 

25 Aralık 2007 Salı

En İyi Lazer / IPL Sistemi Hangisi

Long Pulse denilen özelliğe sahip olan cihazların belirgin üstünlüğü olduğu şeklindedir. Pulse, laserin yada flaş lamba ışığının birim zamanda uygulanmasını ifade eder. Long Pulse bu sürenin bir kaç misli daha uzun olmasını ifade eder. Örneğin 40j luk bir enerjiyi 3milisaniyede cilde uyguladığınızda, ciltte oluşturacağı hasar, 100 milisaniyede uyguladığınızda oluşacak hasardan daha fazla olur. Uzun uygulamada aynı miktar enerji daha uzun bir zaman dilimine bölünerek yavaş fakat daha uzun bir sürede verildiğinden ciltte daha az tahribat bırakırken, kıl kökü hücresinin soğumasına da fırsat bırakmadığından hedef hücrede daha fazla tahribat oluşturmaktadır. Böylece long pulse özellikteki cihazlar için maksimum etkinlik minimum yan etkiden söz etmek mümkündür.

IPL-flaş lamba sistemi

Hekime geniş bir dalga boyu (550nm den 1200nm ye) aralığında uygulanabilme imkanı sağladığından her türlü cilt tipinde etkin bir epilasyon sağlamak gibi bir avantajı bulunmaktadır, ancak sürekli değiştirilmek zorunda olan dalga boyu parametreleri, işlemi güçleştirdiğinden, uygulayıcının çok tecrübeli olmasını zorunlu kılar.Diğer lazer tiplerine üstün olduğu alan, lazerlerin etkisinin zayıf kaldığı açık renkli ve ayva tüyü gibi ince kıllardır.

Diode lazer

geleceğin lazer epilasyon sistemi olarak kabul görmektedir.Ancak nisbeten yeni bir teknoloji olması dolayısıyla bu unvanı pekiştirecek yeterli bilimsel çalışma henüz bulunmaması zayıf tarafı olarak kendini göstermektedir.Özellikle yüz bölgesi ve kollarda erkek sırtı gibi kılların daha derinde yerleşim gösterdiği yerlerde etkisi mükemmeldir.

Nd Yag lazer

Özellikle long pulsed özellikte olan modeli zencilere bile lazer epilasyon imkanı sağlamsı nedeniyle özellikle koyu tenlilerin güvenle tercih edebileceği bir sistemdir. Etkinliği diğer sistemlere göre daha düşük de olmakla birlikte güvenliği ön planda tutan esmer kişiler için alternatifsiz bir sistemdir.

Alexandrite lazer

Tip 1 den tip 3 e kadar olan cilt tiplerinde ( sarışından - buğday tene ) güvenle tercih edilebilecek kendini ispatlamış bir sistemdir.Hasta uyumu ve konforu mükemmeldir. Long Pulsed modeli tercih edilmelidir. Esmer ciltlere deneme uygulaması yapılmadan kullanılmamalıdır.Özellikle yüz bölgesinde etkisi zayıftır.Buğday ve daha koyu tenlerde etkisi zayıftır

Ruby lazer

Tüm dünyada uzun yıllardır kullanılan en eski lazer epilasyon sistemidir, artık hemen hemen yalnız long pulsed özellikte olan modelleri kullanılmaktadır.Ağrı duyumsama etkisi en az olan lazer tipidir. Özellikle açık renkli tenli ve ağrı eşiği düşük kişilerin rahatlıkla tercih edebileceği bir lazer sistemi

epilasyon.gen.tr

ELOS LAZER EPİLASYON SİSTEMİ

Elos, diode lazer ile radyo frekans tekniğinin kombine olarak kullanıldığı bir lazer epilasyon sistemidir.
Lazer epilasyon için en ideal dalga boyu olan 810 nm dalga boyuna sahip diode lazerdir.Diode lazerin, ideal epilasyon dalga boyuna sahip olmasının altında, kıl folikülü derinliğine (deri yüzeyinden 3mm ) penetrasyonundaki ve melanine bağlanma gücündeki uyum yatmaktadır.Bununla birlikte, tüm diğer ışık temelli ve lazer epilasyon sistemlerinde olduğu gibi kıl folikülü etrafında melanin pigmentinin zayıf olduğu sarışın ve açık renk kıllarda diode lazer yetersiz kalmaktadır.İşte bu ihtiyaçtan hareketle diode lazer ve radyo frekans (RF) elos sisteminde kombine olarak kullanılarak bir sinerji elde edilmeye çalışılmıştır.
Radyo frekans enerjisi lazer ve diğer ışık temelli sistemlerden farklı olarak kıl folikülü etrafındaki melanini hedeflemez.RF ı kontrol eden, doku direnç özelliğidir.Radyo frekans, problar arasında minimal dirençli doku bölgeleri içinde serbestçe yayılırkYatıken kıl da bulunan keratin gibi iletimi zayıf bir dokuda drençle karşılaşarak ısı enerjisi açığa çıkarır bu ısı enerjisi kıl folikulünün tahrip olmasını sağlar.Cilt dokusu içinde serbest RF akımının direncini düşüren başlıca faktor ısıdır.Isınan dokuların RF akımın drenci azalır dolayısıyla akım yönü bu tarafa kayar.Elos sisteminin klasik Radyo frekans sistemlerine üstünlüğü burada yatmaktadır. Zira,kıl folikülleri diode lazer ile önceden ısıtıldığından bu bölgede doku drencinin düşmesi RF akımını kıl foliküline doğru yöneltir burada mevcut keratin ise akımın ilerlemesine engel olarak ısı artışına yol açar takiben de kıl folikülünde tahribat meydana gelir.Elos Lazer epilasyon sistemi, temelde diode lazer üzerine oluşturulmuş, diode lazerin zayıf kaldığı sarı ve beyaz renk kıllarda etkinliğinin artılmasını hedefleyen bir sistemdir.Henüz FDA onayı bulunmayan sistemin üstünlükleri ve uzun dönem başarısı hakkında kesin bir hükme varmak için henüz erken olmakla birlikte en az diod lazer kadar etkin olacağı açıktır.

2 Aralık 2007 Pazar

SELÜLİT

SELÜLİTLE İLGİLİ SORULAR ve CEVAPLAR SELÜLİTTEN NASIL KORUNULUR? · Kilonuzu koruyun. Günde 1500 kalori alın. · Çok hareket edin, örneğin jogging yapın, bisiklete binin, yüzün, jimnastik yapın. · Ayrıca vitamin ve mineral alın. A ve E vitaminleri deriyi düzgünleştirir, magnezyum metabolizmayı harekete geçirir, fosfor ve silisyum dokuları kuvvetlendirir. · Vücudun fazla suyunu atması için beyaz ve kırmızı turp, maydanoz, kereviz, çilek ve pilav yiyin. · Tuz, şeker, alkol, sigara, koyu çay, kahve, çikolata, kızartma ve undan uzak durun. · Derinin kanla beslenmesini teşvik edin. Örneğin masaj eldiveni ile kendi kendinize yapacağınız masajla, bir sıcak, bir soğuk duşu sorunlu yerlere tutun. Saunanın da yararı vardır.
SELÜLİT BİR HASTALIK MIDIR?
Evet tıptaki adı Hidrolipodistrofidir ve bir hastalıktır.
KENDİMİZ SELÜLİT TEŞHİSİNİ KOYABİLİR MİYİZ?
vet. Cildinizi iki parmak arasında kıstırıldığında, cildin dış tabakasında girinti ve çıkıntılar meydana gelir. Eğer bu girinti ve çıkıntılar (portakal kabuğu gibi) var ise sizde selülit var demektir.
SELÜLİT KADINLARDA HANGİ BÖLGELERE YERLEŞİR?
Diz ve bileğin iç kısımlarına yerleşebileceği gibi baldırların arkasına ve kaba ete hatta ve hatta üst baçakyata görülmektedir..
DİYET İLE SELÜLİT GEÇER Mİ?
Selülit tüm zayıflama rejimlerine karşı diren gösterir. Özel ve uzun bir tedavi gerektirir, kendi kendine geçmez.
SELÜLİT NELERDEN OLUŞUR?
Selülit üç elemandan oluşur: 1- Bölmeli ve dayanıklı hale gelmiş bir konjonktif doku. 2- Tuz molekülleri ve Su molekülleri. 3-Konjonktif doku içine sıkışmış yağ hücreleri . Bu bölgesel yağ birikimi, cildin hareketliliğinin azalması ve kalınlığının artmasıyla kendini gösterir. Elle dokunulduğunda cilt pütürlü, sertleşmiş ve düzgün olmayan bir görüntü verir.
SELÜLİT AĞRILI MIDIR?
Evet, selülitin bazı türleri ağrılı olabilir. Selülitin sinir liflerine basınç yapması ile ağrılar yaşanabilir. Basınca göre ağrı şiddeti değişir.
ZAYIF KADINLARDA SELÜLİT OLUR MU?
Evet, zayıf hatta sıska denilen çok zayıf kadınlarda bile görülebilir.
SELÜLİTİN NEDENLERİ NEDİR?
1-Hormonal : Hiper folikülin, yani kadınlarda yumurtalardan salgılanan folikülin hormonunun artışı. Bu hormon, dokularda su tutma özelliği nedeniyle selülite zemin hazırlar. 2-Soya çekim: Anne selülitli ise çocuğunda da selülit görülebilir. 3-Dolaşım bozukluğu (damar yetmezliği): Selülit ve damar yetmezliği birbirine paralel gider. Yani selülit damar yollarında oluşur ve damarları sarar, sıkar. Bu durum kan dolaşımını daha da zorlaştırır ve varisler meydana gelir. Bu da damar yetmezliği, selülit, varis, daha ileri derecede damar yetmezliği olarak gittikçe ciddi boyutlara varır.
SELÜLİTİN OLUŞMASINDA DİĞER NEDENLER NELERDİR?
Kabızlık, doğum kontrol hapı kullanımı, hipotiroid, karaciğerin kötü fonksiyonu ve sinirsel düzensizlik.
KAÇ AŞAMADA GELİŞİR?
Selülit 3 aşamada gelişir. Birinci aşaması dolaşım bozukluğudur, damarlardan çıkan su dokulara dolar. Dokular acılı ve duyarlıdırlar. Ödemli denilen bu devrede başarılı bir şekilde tedavi yapılabilir. Bu devrede tedavi yöntemi mezoterapidir. İkinci aşamada, ödem daha da fazlalaşır. Bu aşamada selüliti buradan atmak oldukça güç olmasına karşın, tıpta mezoterapi ile başarılı bir tedavi mümkündür. Üçüncü aşamada, bu dokularda biriken yağ, su ve tuz molekülleri organizma tarafından kullanılamaz ve selülit yerleşir. zengin, tuz açısından zayıf olmalıdır. Selülit tedavisinde tuzu asgari düzeye indirmek gerekir. Balık, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanı ve yumurta yenilerek protein açısından zengin bir beslenme uygulanır. Proteinlerin ödemi önleyici ve iştah artırıcı bir rolü vardır. Şekerlemeler, hamur işleri, bakliyat kaldırılmalı, alkolden uzak durulmalıdır. Zira alkol kanda yağa dönüşür ve vücutta birikir.
SELÜLİT HANGİ YÖNTEMLERLE ANLAŞILIR VE TEŞHİS EDİLİR?
Termografi, ekografi ve manyetik rezonans.
SELÜLİTTE UYGULANAN MEZOTERAPİ YÖNTEMLERİNDE HEDEFLENEN AMAÇ NEDİR?
Tedavinin asıl amacı selüliti oluşturan süreci tersine çevirmek ve yağ hücreleri düzeyinde lipolizi tekrar harekete geçirmektir. Yani, birikimi ortadan kaldırmak, lenf ve kan dolaşımını rahatlatmak, lipoliz mekanizmasını tekrar harekete geçirmektir.
LİPOLİZ NEDİR?
Yağ hücrelerinin boşluğunda depolanan yağların kimyasal olarak parçalanması ve eritilmesi, enerji olarak vücuda verilmesi olayıdır.
KİŞİ SELÜLİTLİ Mİ DOĞAR?
Hayır, kişi selülitli doğmaz. Ne bebek, ne de çocuklarda selülit vardır. Selülit gerçek olarak erişkinlik döneminde ortaya çıkar. Ancak selülitte kalıtımın önemli rolü vardır. Kalıtımın kesin surette etkili olabilmesi için, hem anne hem de babada yağ fazlalığına ilişkin sorunların bulunması gerekir. Bu durumda kişinin, ilk ergenlik belirtilerinden itibaren ve daha sonra da yaşamının değişik evrelerinde, örneğin gebelik ve menopoz gibi hormonal açıdan çok önemli zamanlarda da izlenmesi gerekir.
HAMİLELİK SELÜLİTE UYGUN ORTAMI HAZIRLAR MI?
Vakaların çoğunda hamilelik gerçekten selülitin belirmesine neden olur. Çünkü doğumdan önce ve doğumdan sonra meydana gelen hormonal değişimler, gerçek bir dengesizliğin kaynağıdır. Doğumdan sonra selülit biraz azalsa da bir miktar selülit birikimi kalır.
MENOPOZ DÖNEMİ ŞİŞMANLAMA DÖNEMİ MİDİR?
Menopoz döneminde özellikle kiloda fazlalığa doğru belirli bir eğilim vardır. Ayrıca hormonal dengesizlik, vücudun su tutması ve selülit görülür. Psikolojik açıdan, kadın cinselliğindeki değişim ve buna eklenen çeşitli olaylar kadınlarda depresyona doğru bir eğilim yaratabilir. Kadınlar da kendilerini avutmak için genellikle kontrolsüz ve hatta oburluğa varan bir yeme alışkanlığının içine düşerler ve kilo alırlar.
SPOR SELÜLİTİ TEDAVİ EDER Mİ?
Hayır. Sert sporlar, vücudun belirli bir kısmını çalıştıran ve düzensiz yapılan sporlar hiçbir işe yaramaz. Selülite karşı en etkili sporlar tempolu yürüme ve yüzmedir. Fakat tıbbi olarak, bütün sporlar içinde en iyisi jimnastiktir. Bunun bir avantajı da herkes tarafından istenildiği yerde, istenilen zamanda ve şekilde uygulanabilmesidir.
SELÜLİT ÇOK OLDUĞUNDA TEDAVİSİ DAHA MI ZORDUR?
Hayır. Tedavi daha uzun sürer, ama daha güç değildir. Yöntem her zaman aynıdır. Esas zor olan, hastaya kendini sevmeyi öğretmek, harekete geçirmek ve mücadele bilinci kazandırmaktır.
ERKEKLERDE NİYE SELÜLİT OLMAZ?
Erkeklerde selülit olmamasının en önemli nedeni onlarda başka hormonların, özellikle de yağlı hücre oluşumunda hiçbir etkisi olmayan erkeklik hormonunun bulunmasıdır.
SELÜLİT BÜYÜME ÇAĞINDA TEDAVİ EDİLMELİ MİDİR?
Selülit, genellikle büyüme çağında ortaya çıkar. Psikolojik bir sorundan kaynaklanan bir oburluğun sonucu olmadığı halde 14-15 yaşlarında selülit oluşması, hormonal bir düzensizliğin işaretidir. Genç kızlarda selülit oluştuğunda, düşük kalorili bir rejim izlenebilir, spor ve jimnastik yapılabilir ve çok gerekirse mezoterapi uygulanabilir.
ŞİŞMANLIK İLE SELÜLİT ARASINDA NE FARK VARDIR?
Bu ikisini kesinlikle karıştırmamak gerekir. Eğer kişi şişmansa mutlaka selüliti de vardır. Ama selülit cildin derin dokularını bile etkileyen, temelde hormonal kökenli özel bir bozukluktur. Ve bu bozukluk, son derece zayıf kadınlarda bile görülebilir. Fazla kiloların tüm vücuda yayılmasına karşın selülit, bacak, baldır, kol gibi belirli bölgelerde görülür. SIK SIK KİLO ALIP VERMEKTEN NİYE KAÇINMALIYIZ? Bazı kimseler sürekli kendilerini kısıtlamaktansa, çok kötü bir görünüş alıncaya kadar yiyip şişmanlar, sonra da bu kilolarını çok hızlı bir şekilde vermeye çalışırlar. Bu sistemin sakıncaları çok fazladır. Bu tür rejimler organizma için zararlı, metabolizma içinse korkunçtur. Ayrıca sık kilo alıp verme, mekanik faktörler nedeniyle cildin kendini bırakmasına neden olur, deride çatlaklar meydana gelir. GÜNDE 3 LİTRE SU İÇİLMELİ Mİ? Toksinleri ve zararlı maddeleri vücuttan atmak için, günde ortalama 1.5 litre su içmek gerekir. Ancak bu, herkes aynı miktarda su içecek demek değildir. Çünkü her insanın gereksinim duyduğu miktar farklıdır. Genel olarak içilecek sıvı miktarı kiloyla da ilişkilidir. 100 kiloluk bir kişi fazla zorlanmadan bir günde 3 litre su içebilir. Oysa 40 kiloluk biri için bu miktar fazla gelebilir. Ayrıca, vücutları su tutan kadınlar, içmeye başlar başlamaz şişkinlik meydana gelir. Bu durumda selülitten önce bu rahatsızlığın tedavisi ele
EN YENİ YÖNTEMLER VE KLASİK YÖNTEMLER İLE SELÜLİT TEDAVİSİ LPG UYGULAMASI
Portakal kabuğu görüntüsünü 15 seansta yok eden bu cihaz, lenf akımının ve kan dolaşımının düzenlenmesine dayanıyor. Doku arasında biriken sıvının idrar yoluyla dışarıya atılması sağlanarak ödem çözülüyor. LPG uygulanırken tüm vücudu saran özel bir çorap giyiliyor. Çorabın kaygan yapısı sayesinde vücuda homojen bir uygulama yapılıyor. CACİ MASAJ CİHAZI Londra'da 10 yıldır kullanılan bu cihaz Türkiye'de de çok ilgi görüyor. Özel ütü başlığı yardımıyla, kendine özgü masaj tekniği, birikmiş yağ kütlelerini dağıtarak vücuttan atılımını sağlıyor. Makine yardımıyla vücuda bir mikro akım veriliyor ve böylece kaslar sıkışıyor, doku toparlanıyor. Kaslar çalıştıkça sıkışmış toksinler vücuttan atılıyor. 10-15 seans sonrasında incelme ve sıkılaşma başlıyor. Cilt kalitesinde artış sağlanıyor, popo düşüklüğü ortadan kalkıyor, selülit tamamen yok oluyor ve kaslar güçleniyor. KARBOKSİTERAPİ Yöntemin çıkış noktası, 'bir ortamın oksijensiz bırakılmasının o ortamdaki yağ dokusunun azaltılmasını tetiklemesi'dir. Cildin altına ince bir iğne aracılığıyla karbondioksit gazının verilmesi; öncelikle o bölgeye kan akışını hızlandıran, daha da önemlisi dolaşımı düzenleyen bir mekanizmayı tetikliyor. Bu sayede kanın birinci görevi olan oksijen taşıma işlemi başlıyor. Karbondioksit verilen bölgeye gelen kanın bu bölgedeki karbondioksiti alıp yerine oksijen bırakmasıyla yağ hücrelerinde yağ yakımı başlatılıyor. Karboksiterapi özellikle LPG ile desteklendiğinde mükemmel bir selülit tedavisine, bölgesel zayıflamaya ve sıkılaşmaya olanak sağlıyor. KIZILÖTESİ IŞINLAR Kızılötesi ışın veren bir makinenin altında sorunlu bölgelere, makineden ışın verilmesini sağlayan bantlar yapıştırılıyor. Kas canlandırma etkisi olan bu makine lokalize yağları azaltıyor. Metabolizmanın hızlanmasını sağlayan kızılötesi ışınlarla tedavi için 15 seans öneriliyor. LİPOLİZ Tüm dünyada uygulanan ve FDA onayı alan yöntemin en önemli özelliği spor ve diyetle yakılamayan, bölgesel ve kalıcı yağ depolarının erimesini sağlamak. Yağları yakarken yerleşmiş selülitleri tedavi eden yöntem; yağ hücrelerinin kalıcı olarak küçültülmesi ve yok edilmesi anlamına geliyor. Soya yağından elde edilen maddenin sorunlu bölgelere enjekte edilmesiyle uygulanan Lipoliz, minimum dört seans sonra selülitlerde gözle görülür bir azalma sağlıyor. MEZOTERAPİ Selülit tedavisinin yanı sıra saç dökülmesi ve cilt yaşlanması için de tercih ediliyor. Bacak, popo, karın ve kollara enjeksiyon ile düşük dozlarda bitkisel kökenli ilaç karışımları veriliyor. 15 dakikada bir seans bitiyor. Uygulama sonrası güneşe çıkmak sakıncalı olacağı için hazirandan önce uygulanması tavsiye ediliyor. OZON TERAPİ Yumurta şeklindeki bir kabın içinde gerçekleşen terapide ozon buharı derinin altına inerek selülit hücrelerinin oksijenle dolmasını sağlıyor. Kan dolaşımı hızlanıyor ve selülitli bölgeler harekete geçiyor. İdrar yoluyla toksinlerin atılımı sağlanıyor. Yöntemin mezoterapi ile birlikte uygulanması tavsiye ediliyor. MASAJ TEDAVİSİ Sorunlu bölgelerde uygulanan masajla, önemli noktalardaki dolaşımın hareketli hale gelmesi sağlanıyor. Bu nedenle profesyonel bir kişinin yapması gerekiyor. ULTRASON TEDAVİSİ Bu yöntem ses dalgaları vibrasyon etkisi ile selüliti parçalama ve idrar yoluyla atılma esasına dayanıyor. Ultrason plakalarına jel sürülüyor. Selülitli bölgelere bu plakalar yerleştiriliyor. Ses dalgası derin ve yüzeysel yağları parçalayarak, o bölgenin incelmesi sağlanıyor. İĞNESİZ MEZOTERAPİ İyonize edilmiş ilaçların, elektriksel olarak yüklenerek elektroporasyon teknolojisi ile dokulara yedirilmesiyle gerçekleşiyor. Diğer yöntemlere göre tedavi süresini kısaltan uygulama ayrıca cilt çatlakları, güneş sonrası lekeler ve anti-aging amaçlı tedavilerde de kullanılıyor. LIPODISSOLVE Vücutta yağ bulunan bölgelere iğnelerle soya enjekte edilmesiyle gerçekleşen, 'yağ çözülmesi' anlamına gelen Lipodissolve yöntemi, mezoterapinin daha geliştirilmiş bir şekli. Lokal olarak yerleşmiş yağ ve selülit depolarını hedef alan yöntem, yağları oksitleyerek hücre metabolizmasını hızlandırarak çalışıyor. En az dört haftalık bir tedavi uygulanması gerekiyor. VACU STYLER Uzay bilimcileri, doktorlar ve kozmetologlar ile işbirliği içinde yıllarca süren araştırmalar sonucunda geliştirilen cihaz; vücudu toksinlerden arındırarak, yağ çözerek ve sıkılaşma sağlayarak selülite çözüm sağlıyor. Negatif ve pozitif atmosfer basınçları basınç ve çekim gücü ile işleyişini sağlayan yöntem, alçak basınç sırasında bacaklara kan ve oksijen pompalıyor. Yüksek basınç sırasında ise kirli kan ve toksinler damarlar ve lenf kanalları aracılığıyla dışarı atılıyor. SLIDE STYLER Bu çihaz; bir kumanda aletinden ve bu aletin ek parçalarından oluşuyor. Bandajlar; ayakların, bacakların, kalçaların, göbeğin veya yağ fazlası varsa kolların etrafına sarılıyor. Basınçlı hava üreten Slide Styler, havayı ayak uçlarından baldırlara, popoya ve kalçalara ulaşıyor. 30 dakikalık seansla şişlikler azalıyor ve hafiflik hissi oluşuyor. Yerleşmiş selülitler için önerilen tedavi süresi 15-20 seans. SPM VACUPRESS Vakum uygulamasına dayanan yöntemle, şekillendirme ve sıkılaştırma cihazı hücreleri aktive ederek, dokunun derinliğindeki enerjiyi açığa çıkarıyor. Yağları çözerek cildin sıkılaşmasını ve pürüzsüzleşmesini sağlayan cihaz; bacak, basen, bacak içi, karın, mide, kol, göğüs, yüz ve dekolte bölgelerinde uygulanabiliyor. SONO CARE Yerleşmiş yağlar, selülitler, problemli bölgeler, basen ve kalça çıkıntıları için mucize niteliğindeki ultrason yöntemi Sono Care ümitsiz durumlarda bile başarılı sonuçlar sağlıyor. Derinin ultrasona maruz kalması sonucu metabolizma aktif hale gelerek atık maddelerin vücuttan atılmasını kolaylaştırıyor. Bu işlem sonucunda deri sıkılaşıyor, deri altındaki yağlar vücuttan atılıyor, mikro masajla selülit ve basen sorunları başarılı bir şekilde çözümleniyor

alıntıdır
©2007 Elke di Barros Por Templates e Acessorios